2020’nin En Güzel Hadisesi

2020’nin En Güzel Hadisesi

8 Ocak 2021
Cuma

Cumhuriyet tarihinden beri dikili bir ağacı olmayan, taş üstüne taş koymayanların, ülkemizin ileriye doğru attığı her adımda engellemek istemelerine ve çamur atmalarına şaşılmamalıdır.

Haçlı Batı ve içimizdeki yandaşlarının istediği Türkiye; dümensiz, yelkensiz, ummanda sallanan bir gemi gibi nereye çarparsa orada kalsın Türkiye’sidir.

Bunun en bariz göstergesi: Millet iradesinin 86 yıldır hasreti ile yanıp tutuştuğu, fethi hadisler ile müjdelenmiş İstanbul’un kalbinin attığı yer olan, atamız Fatih Sultan Mehmet Han’ın bizlere aziz hatırası, tarihimize, ruhumuza ve mukaddesatımıza ihanetle müze olarak tenzile uğrayan Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi’nin aslına döndürülmesinin meydana getirdiği hazımsızlıktır.

Yunan medyasının manşetlerini, olduğu gibi kendi manşetlerine taşıyanlar hangi ülkenin, hangi milletin evladıdır?

Bu topraklara ve milletimize besledikleri kin ve nefret, son yaşananlardan sonra daha fazla tescile gerek duymamaktadır.

Böyle bir zihniyetin, insana, mukaddesata, vatana ve millete sevgi beslemesini beklemek biliyoruz ki büyük bir garabettir.

Topraklarımızda geçen yüzyılların ardından, tahrip edilmiş ve edilmek istenen medeniyetimizi tekrar ayağa kaldırmak için ter döken bir Cumhurbaşkanını, tüm bunların emanetçisi olmaya gönül vermiş bu gençliği sevmelerini elbette bekleyemeyiz.

Her fırsatta millet iradesine saldırmayı kendilerine yegane görev edinmiş olanlar, ellerinden bir şey gelmeyince nihayet mensup oldukları inançlarından ülkemiz ve milletimiz adına türlü felaketler dilemektedirler.

Geçtiğimiz günlerde vefatının sene-i devriyesini idrak ettiğimiz Arif Nihat Asya’nın Naat’ında; Öz yurdunda, öz dininde, öz milletinde böylesine ihanetlerin yaşandığı bir dönemde Peygamberimiz (s.a.v)’e yaptığı müracaatı bugün de tekrar etme ihtiyacı hâsıl olmuştur.

“Yeryüzünde, riya, inkâr, hıyanet

Altın devrini yaşıyor..

Diller, sayfalar, satırlar

Ebu Leheb öldü’ diyorlar:

Ebu Leheb ölmedi, ya MUHAMMED;

Ebu Cehil, kıtalar dolaşıyor”!

Son günlerde bir kez daha görmekteyiz ki Ebu Cehiller ülkemizde ve aramızda.

Gazetelerden, TV’lerden çeşitli medya kanallarından memleketimizi, milletimizi ve manevi değerlerimizi kirletme gayretindeler.

Oluşturmaya çalıştıkları her gündem maddesini darbe ve vesayet temeli üzerine bina edenler nafile hayal kurmakta olduklarını bilmelidir. 15 Temmuz’da derslerini almamış olacaklar ki İlk fırsatta kaçmaya hazır bulundukları ülkelerden çeşitli beklentiler içerisine girmekteler. Tüm dünya bilmelidir ki bu ülkenin çocukları serden ve yardan geçmiş bir halde vatanı için çalışmakta ve 7/24 nöbet tutmaktadır.

Her fırsatta samimiyetsizce insan haklarını ve özgürlüğü dillerine dolayanların, aynı ataları gibi İslam’a ve Müslümanlara zerrece tahammülleri yoktur.

Bu yobaz zihniyet ilkelliğin de ötesinde bir noktada dini ve milli değerler hususunda ayrımcılık ve ötekileştirmesinde ısrar etmekte, çıkamadığı bataklığa ülkeyi de sürüklemek istemektedir.

İşte bizler, ecdadımızın imar ettiği insan merkezli medeniyetin, yeniden idraki için gayret ediyoruz. Yolumuza taş koyanlar, birbirimize olan bağlarımızı baltalamaya çalışanlar elbette olacaktır.

Ancak bizler, bugün Ayasofya’da gönüllerden kubbelere, kubbelerden gönüllere dolan Kur’an seslerini duymamıza, her milletten, dinden ve dilden insanın rahat yaşamasına ve millet iradesinin tam anlamıyla söz sahibi olmasına vesile olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın arkasından gelen genç nesiller olarak tasavvur ettiğimiz medeniyeti ihya etme azminde olacağız.

Kamuoyuna saygı ve hürmetlerimizle duyururuz.